top of page

Gerçek Güneş Gözlükleri İçin Yürüyorum
27 Mayıs 2018, Pazar

Dün akşam itibariyle, yolun da yürüyüşün de yarısından büyük bölümünü tamamlamış oldum. 1 Haziran için geri sayım başladı.

Bugün Pazar ve yürüyüşümün 7. Günü…

Dün ailemin, arkadaşlarımın ve çocukluğumdan beri gönlümde ayrı bir yeri olan Beşiktaş’ın güzel destek ekibinin, ziyaretlerinin bende yaşattığı mutluluk ve sağladığı motivasyon hissini tarif edemem. Bu sayede bugünkü yürüyüşüme çok keyifle başladım.

Düne kadar fark etmediğimi, çocuklarımla ve yeğenimle beraber çekilen yürüyüş fotoğraflarını gördüğümde fark ettim. Onların yüzü bembeyazken, benim yüzüm ciddi bir şekilde, güneşten ötürü, bronzlaşmış, tabiri caizse meşin gibi olmuş.

Hâlbuki, Allah’ın yardımıyla, hava hep ılıman gitmişti ve ben fazla güneşe maruz kalmamıştım. İşte o anda hava koşulları ne kadar uygun olursa olsun, uzun süre açık havada kalınca, güneşin insan üzerindeki etkisini daha iyi anlamış oldum.

Kaçınılmaz olan bu etkiyi anlayana kadar, yürüyüşümün sadece öğlen saatlerinde kullanmakta olduğum güneş gözlüğünü, artık hava çok güneşli olmasa bile, gözlerimin zararlı UV ışınlarından korunması amacıyla, takmam gerektiğini düşündüm.

Malumunuz olduğu üzere optik sektörü olarak, üzerinde şu anda durduğumuzdan daha fazla, durmamız gereken meselelerden biri de güneş gözlüğüdür.

Hepimizin bildiği gibi, güneş gözlüklerinin satış koşulları ve denetimi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı mevzuatı içinde yer almaktadır. Oysa, güneş gözlüğü herhangi bir giysi veya bir aksesuar değildir. Güneş gözlüğü, gözü zararlı UV ışınlarından koruması gereken bir üründür ve toplum sağlığı göz önüne alındığında; satış ve denetim sürecinin Sağlık Bakanlığı tarafından yönetilmesi gerekmektedir!

Kalitesiz ve denetimden geçmemiş koyu renk camlı gözlük kullanmak, gözleri güneşin zararlı ışınlarından korumak için yeterli değildir. Güneş gözlüğü camlarının mutlaka UV korumalı olması gerekmektedir. UV ışınlarına karşı geliştirilmemiş camları kullanmak, gözü korumak şöyle dursun, çıplak gözle güneşe çıkmaktan çok daha sakıncalıdır. Bir göz hekimi, bu konuda çok daha iyi bilgi verecektir; ama biliyoruz ki UV koruması olmayan güneş gözlükleri, (katarakt gibi)  erken yaşta, birtakım göz sorunlarının oluşmasına neden olabilecektir.Bu konuda toplumun bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekmektedir.

Bunun yanında, Sağlık Bakanlığı regülasyonları kapsamında değerlendirilecek olan güneş gözlüğünün, tıpkı gözlük camı ve çerçevesi gibi, sadece optisyenlik müesseseleri tarafından satılabilecek ürünler haline getirilmesi gerekmektedir. Ancak bu şekilde sağlıklı bir gözetim ve denetim sağlanabilir.

Bu noktada, önce Sivil Toplum Kuruluşları gereken çalışmayı yapmalı; akabinde de tüm optik sektörünün desteğiyle güneş gözlüğünün, bir an önce gözlük statüsünde değerlendirilmesine yönelik ciddi adımlar atılmalıdır.

Tabi bu arada toplumun sağlığı söz konusuyken, güneş gözlüğünün satış ve denetimine ilişkin düzenlemelerin neden Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı mevzuatı kapsamında tutulduğunun da sorgulanması gerektiği inancındayım!

Sağlık açısından bu kadar ciddi tedbir alınmasını gerektiren, üstelik kısıtlamaları ve denetimleri olmayan, güneş gözlüklerinin satışının kolaylaşması kimin işine gelir? Denetime muhtaç bu ürünün, salt aksesuar gibi değerlendirilerek; satışının internetten de yapılabilmesi, reklam ve pazarlamasının yapılmasının kolay, sağlık bağlamındaki denetimden uzak olması,  kimlere yarar sağlamaktadır?

Cevabı Basit…

Güneş gözlüklerinin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı mevzuatı altında olması, yüksek bütçeli reklam vererek, orantısız rekabet uygulama şansı bulunan, yabancı sermayeli zincir mağazalar için çok ciddi bir avantaj sağlamaktadır. Zaten bu yüzden, hepimiz biliyoruz ki yabancı sermayeli zincir mağazalar, güneş gözlüklerinin satış ve denetim prosedürünün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı mevzuatı içinde değerlendirilmesini desteklemektedirler.

Optik sektörü mensupları olarak, güneş gözlüğünün de satış ve denetim koşulları yönünden Sağlık Bakanlığı mevzuatı kapsamına alınması için, toplumsal bilinç oluşturmalı ve bunu sağlamak için sektörel birliği sağlamalıyız.

Unutmayalım! Biz harekete geçmedikçe, işportada satılan 15-20 liralık gözlükler, UV ışınlarının minicik çocukların gözbebeklerinden içeri daha fazla girmesine neden olmaya devam edecektir.

Gençler kıyafetlerinin tamamlayıcısı olarak, internetten ya da bir giyim mağazasından şık ama kalitesiz ve sağlıksız gözlükler alarak gözlerini riske atıyor.

Biz bunu bu kadar iyi biliyorken ve bu kadar ağır sorumluluğumuz varken, bu sorunu yıllardır neden çözmüyoruz, çözemiyoruz?

Lütfen düşünelim ve artık harekete geçelim…

Erol Harbi

Opak Lens A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı

bottom of page